" />
Paylaş |
|
Tweet |
Bel soğukluğu alan kişide, hastalığın ilk belirtileri 48 saat ile bir hafta arasında bir süre (kuluçka süresi) sonra ortaya çıkar.
Erkeklerde idrar sorunları olur. Sık sık ve ağrılı idrara çıkarlar. Penisten beyazımsı bir akıntı gelir. Eşcinsel erkeklerde makatta ağrı, kızarıklık ve kaşıntı yapabilir.
Tedavi edilmeyen belsoğukluğu, idrar yoluna açılan bezlere geçerek erbezlerinin şişmesine neden olur. Erkeklerde belirti görülmemesi, ender de olsa olanaklıdır.
Kadınların çoğunda ise hastalık belirtileri bulunmadığından, hastalandıklarını fark etmezler. Belirti bulunduğunda ise bu, hafif bir vajinal akıntı ya da bazen ağrılı idrar yapmadan öteye geçmez.
Belsoğukluğu tedavi edilmeyecek olursa, vajina çevresindeki bezlerde şişmeye neden olabilir. Enfeksiyon, rahim boynundan rahime, oradan da fallop borularına yayıldıkça karın ağrısı, ateş ve halsizlik ortaya çıkar. Enfeksiyonun bu ölçüde yayılması, kısırlık da yapabilir.
Bazen enfeksiyon kana geçer ve eklemlerde iltihaplanmaya yol açabilir. Ancak bu tür eklem iltihabı 24 saat içinde iyileştirilebilir. Ender olarak da kalp ve karaciğer çevresinde iltihaplanma görülür.
Tehlikeleri
Belsoğukluğunun en büyük tehlikesi, hastalığın belirtileri ortaya çıkmadan yayılmış olmasıdır. Üreme organlarına yayılıp kısırlığa yol açması da ikinci tehlikesidir.
Tedavi
Belsoğukluğu genellikle ya bir tek penisilin enjeksiyonuyla ya da ağız yoluyla yüksek dozlarda penisilin ve ampisilinle tedavi edilir. Penisiline alerjisi olan hastalarda başka antibiyotiklerden yararlanılır. Belsoğukluğu bakterilerinin büyük bir bölümü penisiline dirençlidir. Bu gibi durumlarda da tetrasiklin gibi ilaçlar verilir.
Tedavinin tek doz penisilinle sağlanabilmesine karşılık, hastanın daha sonra da doktora gitmesi gerekir. Doktor, hem tedavinin başarılı olup olmadığını kontrol eder, hem de iki hastalık birlikte bulaşmış olabileceğinden, hastada frengi de bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak için gerekli incelemeyi yapar.
Belsoğukluğu belirtileri genellikle 24 saat içinde iyileşir, ama erkeklerdeki sulu akıntı haftalarca sürebilir. Başlangıçta penisilin yerine tetrasiklin kullanılmışsa, akıntı da kesilir.
Hasta, hastalıklı kişilerle ilişkiyi sürdürmezse, belsoğukluğunun yineleme olasılığı çok düşüktür. Yine de muayenelerle tedavinin başarısını denetlemek gerekir.
Bel soğukluğuna yakalanmış olan kişilerin eşleri de, kontrol ve tedavi edilmelidirler. Gerekirse hekimler hastaları, bir hastaneye sevk ederler.
Hastalar enfeksiyondan tam anlamıyla kurtuluncaya kadar cinsel ilişkiden kaçınmalıdırlar. Bu süre yaklaşık üç haftadır.
Son beş yıl içinde, belsoğukluğu (frengi ile birlikte) sayısında bir artış olmuştur. Daha da artmasını önlemek, hatta hastalığı bütünüyle ortadan kaldırmak, ancak hastaların bilinçlenmesiyle olanaklıdır. Hastalanan kişilerin hemen tedavi için doktora ya da hastaneye başvurmaları ve başkalarına bulaştırma riskini ortadan kaldırmaları gerekir.
Çoğu hasta hastalığından utanarak doktora gitmekten çekinir. Oysa doktorlar, hastayla ilişkilerinde ahlaksal değer yargılarına yer vermediklerinden, en küçük bir kuşkuda bile hemen doktora görünmenin sağlık açısından en doğru davranış olacağı açıktır.